Ben bu konuda da ictenlikten yanayim. Yaptiklarim dogal, kusurlu, dogaclama urunu ve ham goruntulu ( ben kotu anlamda dusunmuyorum bunu soylerken ama kaba bile denebilir yaptiklarima) olduklari icin, gorselinin de kusursuz ve mukemmel olmasi gerektigine inanmadim hicbir zaman.
Bu yüzden o tasarimi düşünüp de yapan bensem, stylingini (türkçeleştirilmiş tuhaf bir kelime oldu kusura bakmayın) modellerin açilarını vs ben yapmalıyım dedim hep. O çekim işi de anlık ruh halime göre olduğundan kendim yapıyorum çoğunlukla, bir programa uyamıyorum.
Bu noktada fotoğrafçi arkadaşlardan özür diliyorum. Zaten ben herbir şeyi kendim yapayım mantığıyla mücevheri moda tasarımına tercih etmiş bir tipim diye mazur görün!
Neyse yazımın temel amacı tasarımla çekimin uyumu! Bu aralar ilham kaynağım doğadan yansımalar mesela, aslında en ilkel ilham kaynağı, sanatın ilk adımı, mağara insanlarının baş tacı. Ama ben ilkel çizimlere bayılırım. Hatta çocukların naif çizimleri benim gözümde VanGogh'a denktir.
Bu kadar tatlı bir varlık ne çizse olur mesela... ( bu kartpostal yıllarca odamda durdu,geçenlerde elime geçti tekrar, tanıdık bir bebek değil ama bütün bebeklerin saflığını temsil ediyor.)
Evet doğadan yansımalar, 'nature-mature' derken; devetabanı olsun, aşk merdiveni olsun, çınar yaprağı, orkide, palmiye derken...hayatımın her alanına girmişler, mağazada tropik çiçekler, turuncu yosunlar, Kıbrıs mimozası, sukulentler... Bir de baktık Zeckie çiçekçi dükkanına dönmüş.
İşte vitrini sarmış palmiye yaprakları, gölge yapıyormuş olsun, içimizi açtılar.Tasarım hayatının her alanına yayılan bir ruh halidir. O kostümle bütünleşir, onunla yaşarsın, ambians böyle oluşur. O frekanstaysan fotoğraflarına yansıması da kaçınılmaz tabii.
Bu mu?
Yoksa bu mu?
Şimdi de yosunlardan bir demet;
Turuncu bir yaşam alanı! İnanılmaz değil mi? İşte amorf taşlara 3 boyutlu, canlı bir dekor!
Tasarımlara yakışmış mı çekimler?
Zeckie bu aralar böyle!
Yaşam bir tasarımsa eğer, her an taze bir kostüm giyip mutlu olmaya değer!
( şiirsel bitsin dedim)